12 Temmuz 2011 Salı

Leman Sam - Yalnız İnsan

Her insan kendi içinde yalnızdır, yalnız başınadır aslında. Ama sanırım benimkisi kendi içimde değil, tüm benliğimle yalnızlık.

Pek çok kişiyle konuşurum, arkadaşlık ilişkilerim hep iyi olmuştur. Gerek erkek gerekse kız; hatırı sayılır sayıda arkadaşım var. Ama neden ben sürekli yalnız olduğumu hissediyorum?

Ama şunu da öğrendim... HİÇ KİMSE YAPTIĞIN İYİLİKLERİ ANLAMAZ!

Ne kadar iyi olsan onları düşünsen de, yine kötü sensindir. Çünkü onlar senin baktığın açıda bakmazlar olaylara.

Başından kötü birşey geçmiş tüm arkadaşlarımla konuşurum, onlara teselli veririm, yanlarında olurum. Ama gün gelir ve gelip size şu soruyu sorarlar; "Hep iyi olmak zorunda mısın?"... İşte bu sorunun bana sorulduğu gün hayatım altüst oldu.

Çok klişe ama, iyi olmak suç mudur? Suçsa ben suçluyum arkadaşım. İnsanların iyiliğini düşünmek, onların yanında olmak, moral vermek, düşüncelerini başka yerlere çekip kafalarını toplamalarını ve rahatlamalarını sağlamak suçsa; evet ben en adi suçluyum.

Ama anladım ki insanlara sadece iyilik yaparak onların yanında olmayacaksınız. İşte bunu yaptığınız vakit siz "Yalnız İnsan" 'sınızdır.

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Gripin - Beş

Kimse şu kahpe hayatın o kahpe tekmesini yemeden geçmez bu dünyadan. Yeriz ki öğreniriz, öğreniriz ama dinlemez insan bazı şeyleri hissedince.

Neden his dediğimizde aklımıza yalnızca sevgili gelir?

Benim arkadaşlarım, dostlarım var; onlara karşı hislerim ve sevgim olmasa orada olabilirler miydi? Belki de orada değiller. Yada oradalar ama ben bunu görmemek için gözlerimi bağladım.

Hayatınızda birçok sevgiliniz olabilir ama birçok dostunuz olamaz. Bazen düşünmeden edemiyorum; hiç sevgilimin olmaması mı daha kötü olurdu, hiç dostumun olmaması mı? Birçok kişiyle sevgili olursunuz ama hepsi gelir geçer. Evet bir tanesi olucak ki, o hayatının kalanını birlikte geçiriceğin kişi olucak. Ama o kişiyi bulana kadar ve hatta bulduktan sonra bile yanımızda olacak kişi dostumuz değil midir?

Ne kadar çok dostlardan bahsettim öyle :) Benim dostlarım var. Sevdiğim, sevildiğim; güvendiğim, güvenildiğim.

Ama yaralarım o kadar derin ki, o kadar anlaşılmaz ve karmaşık ki, hiç bir dostuma bunları açamıyorum :( Kesinlikle benim hatam belki ama yapamıyorum. Konuşmaktan aciz asosyal biri olmuş olsam, bu şekilde hissetsem, bu şekilde bilinsem hiç bir şekilde kendimden rahatsızlık duymayacağım. Ama sadece söyleyemiyorum :(

Söyleyemediğimden yazmaya karar verdim zaten. Ne kadarını yazarım (yazabilirim), ne kadar saçmalayabilirim bilmiyorum. Ama birçoklarının dediği gibi insan yazdıkça rahatlıyor sanırım.

Birgün buraya bakıp ben böyleydim diyebilmek için yazmaya karar verdim aslında.

Ne sıklıkta yazarım onu da bilmiyorum. Saatin bana fark edeceğini de sanmıyorum. Gripin grubu nasıl da güzel diyor; "Saat 3 4 5 bana hiç fark etmez" diye.

Sanırım umutsuzluğa kapılmak böyle birşey. Geriye bir tek umudum bile kalmadı ama hala insanlara, arkadaşlarıma, dostlarıma umut aşılayabiliyor, onlara destek olabiliyorum. Kendime bunu yapamıyorken onlara yapabiliyor olmak bile bazen mutluluk veriyor.

Peki geriye bana benden başka kim kaldı? Yalnızca BEN kalıyorum. Bazen keşke BENCİL olsaydım diyorum. Hiç kimseyi düşünmeden yalnızca kendimi düşünüp, ukala olup, vurdumduymaz olup, hayatı öylesine yaşayabilseydim. Ama yapamıyorum.

Burası benim duvarım. Ağlama duvarım.